N'aber?
Bildiğin gibi komedyen olmakla ilgilenen bir kişiyim. Açık mikrofon sayesinde kurduğum bağlantılardan dolayı elime geçen kitapta yaratıcılığı arttırmaya yönelik oyunlar var. İnsanların en yaratıcı olduğu saat 02.00-04.27 arasıymış (Türkçesi: internette gördüğün her şeye inanma). Gerçekten internette gördüklerimi gözlerimi kısarak okuyorum.
Bu oyunlar genelde tek başına yazma egzersizleri içeriyor. Ben de neden bu yazma egzersizlerini burada yapmıyorum dedim. Genelde eğlenceli insanlar olmayı unutuyoruz. Bu kitap kafayı nasıl boşaltabilirsin onun yolunu gösteriyor sana.
İlk oyunumuz Kendine bir görev ver Burada yazar abimiz bizi inanılmaz özgür bırakmış. Bu görevin kafa açan herhangi bir şey olabileceğini söylemiş. Bizzat birkaç örnek de kendisi vermiş. Ben üşengeç davranıp onun bir örneğini yapacağım.
En sevdiğim 10 film
1) Dövüş Kulübü
Nedense bana en sevdiğim film sorulduğunda aklıma hep bu film geliyor. Son 5 sene içerisinde hiç izlemedim, özlemedim ama ilk izlediğim zaman beynimde o kadar çok yol açıldı ki, o kadar çok sinaps aktive oldu ki, nöronlarım adeta grup seks yaptı diyebilirim. Filmi "Allahım ne kadar karizma film" diyerek defalarca izlemiştim. Kafası açık olan adamların karizması.
2) Big Fish
Nasıl olsa 10 tane film sayacağım diye sıralamayı çok takmadım ama yine soruyla beraber aklımda beliren filmlerden birisi bu. Bendeniz de hikayelerimi anlatırken abartmalarla süslemeyi seviyorum. Ayrıca ben de kolpacı bir babaya sahibim. Babamı kolpalarıyla sevmeyi öğretti bana
3) Star Wars
Benim için star wars'u çekici kılan şey ne felsefesi, ne karanlık tarafı, ne de natalie portman'ı. Benim için star wars ışın kılıcı demek. Çok uzun zaman önce uzak bir galakside teknolojinin mına koymuşsun ama hala en kutsal silah kılıç. İşte bu yüzden
4) Yüzüklerin Efendileri
3'lemeyi 12 saatlik tek bir film olarak düşünelim. Ya bir film ki hiçbir şekilde zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Düşük cümle kuruyorsun felan. Yukarıda saydığım filmleri sevdiğim sahneler şeklinde geçe geçe izlerim ama yüzüklerin efendilerini baştan sona izlerim. Her iki senede bir, bir haftasonum bu işe gidiyor. Düzenli olarak özlüyorum.
"Bir tur daha izleyelim mi?" |
5) Matrix
Benim yaşıma yakın insanların listesi buna yakın oluyor hep. Hep yakın yıllar bu filmler bak dikkatinizi çekerim. Matrix'i ilk sinemada izledim. 10 yaşındayım. Ya da yaşımdayım, hangisi doğru lan? Neyse. Benim için film komple şuydu "Hassiiktir, nasıl da anasını sikti güvenliğin sütunlarda seke seke" "Ananııı göbeğine böcek soktu la gördün mü?" "Ehehe şamaroğlanına döndü ama tek elle dövüyor sonunda. İşte bu be, seçilmişlik diye ben buna derim." Sonra okul başladığında "Hocuuuuu matrix'i izlediniz mi?" diye heyecanla arkadaşlarımın yanına koştuğumu hatırlıyorum. İzleyenlerden biri "Ben o filmi anlamadım" dedi. Onlar yok şöyle peygamber, yok şöyle makineler diye tartışırken, ben içimden "Anasını sikti işte ortalığın nesini anlamadın?!?" diyordum. Evet böyle de mal bir çocuktum.
6) İnception
Matrix'ten sonra büyük bir boşluk var. Gerçekten uzunca bir süre bir sürü filmi matrix'e göre değerlendirmiştim. Matrix'ten iyi mi değil mi? Kritere gel. İleride bir film eleştirmeni olursam herkesin bu işi yapabileceğine inanın lütfen. Şöyle bir eleştirmen olurdum muhtemelen "3 saatlik filmde hiç sevişme sahnesi yok. Kötü film." Filme gelecek olursak. Rüyaların içine girme benim rüyalarımdan biriydi. Ayrıca bu filmden birkaç yıl evvel içiçe geçmiş çok güzel örgüleri olan bir rüya görmüştüm. Bu bilinmezleri aralayacak rüya tabirleri kitabı gibi davranmadım filme tabii ama sonunda rüya çıkacak ciddiyetsizliğiyle izledim filmi. Filmden sonra herkes "bu rüya mıydı? Öyleyse kimin rüyasıydı" şeklinde şeyler tartıştı. O konuda hiç fikir yürütmedim ama güzel filmdi aga. Gül gibi konuyu gül gibi işlemişler.
"Abiiii, yalnız ne uyumuşum..." |
7) V for Vendetta
Filmin son sahnesi gerçekten çok hoş. Fikirler kurşun geçirmez falan filan işte. Biliyorsunuz
8) The Dark Knight
Batman'in asıl düşmanı joker. Kahramanlar kulağına küpe etsin diye hep söylemişimdir. Düşmanın kadar değerlisin. Gerçekten joker kadar sosyopat bir karakter olmasa Batman'in ne kadar psikopat bir karakter olduğunu anlayamazdık. Filmde hiç düşmeyen bir tempo var. Güzeldi.
9) Paul
Çok smooth bir uzaylıyı anlatan bu filme biraz madde etkisi altında kaldığım için çok gülmüştüm. Ama çok gülmüştüm gerçekten. Sürekli o uzaylının rahatlığına güldüm. Komik.
10) Geleceğe Dönüş
Yine çocukken nöron illuminatisi yaşatan filmlerden biriydi. Zaman yolculuğunun işlendiğini izlediğim ilk filmdi.
That's all folks.