Geçen gün bara gittim. Eve doğru sakince gidiyordum
oysa ki. Bir anda “dur lan bira içeyim” gibi bir düşünce oluştu kafamda. Genelde
düşüncelerin nereden geldiğini takip edebiliyorum. Ama bu o kadar ani geldi ki,
çok mantıklı geldi. O kadar ani geldi yani. Neyse gittim bara aniden ben de. Çünkü
mantıklı olan oydu o anda. Ani gitmek. Çok ani geldi düşünce, çok özgüvenli
geldi. Ben de kendimden emin davranmak zorundaydım. İçimde bir ses “Niye lan?”
derse diğer kararlı ses “Neden olmasın?” der diye çok korktum. Çünkü gerçekten
neden olmasın? Yani olmayabilir tabii, ama o kadar ani olmayabilemaz (amaçlarım
doğrultusunda fiil ürettim resmen).
Gittim bara. Güzel, sıcak bir ortama benziyor dedim (karı kaynıyor
demiş de olabilirim). Bara doğru gittim.
Zaten bara gitmiştim, ama bir kere gitmek kesmedi muhtemelen. Barda da olsam
tekrar bara doğru gitmek istedim. O kadar ani çünkü. Neyse. Ama gerçekten bara
gitmek böyle bir şey benim için. Bara gidenin yeri barmenin dizinin dibidir.
Oturdum barmenin karşısına. Gülümseştik falan. Dedim “Ne zamandır
bu barda çalışıyorsun?” Niyetim güvenini kazanmak ve kendisinden ortamın renkliliği
hakkında fikir almak. “Evet ne istemiştiniz?” diye sordu. Benim niyetim “Abi
karı kız durumu nasıl bu akşam?” samimiyetine gelmek adamla. Ama muhtemelen beni
duymadı. İşaret diliyle bira içmek istediğimi gösterdim, ama barda olmasak su
içmek şeklinde anlaşılabilecek karaktersiz bir hareket yaptım.
"Benim ne işim var lan bu yazıda?" |
Barmeni hemen kafeslemem gerekiyordu. “İsmin nedir?” diye sordum.
Bana baktı ve gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Bir süre öyle bakıştık. Ters
giden bir şeyler vardı. Çok boş bakıyordu. Karşımdakini dinlemeyip dinlermiş
gibi yapmışlığım çok var. O boş bakış. Bu barmen dinlermiş gibi yapmayı da mı
beceremiyordu acaba? En gerekli sosyal yeteneklerden birisi oysaki. Ama yine
duymamış olabilir. Esprili bir yaklaşım uygun olur diye düşündüm. “Barmenler
komedyen terk şeklinde takılır!” genellemesi işime yarayacaktı bugün. “Abi sen
de karate filmi izledikten sonra kardeşini dövüyor muydun? Heh heh, ne günlerdi
bea? Di mi?” diye sordum. Yine duymadı. Ya da yine sallamadı. Ya da “Hayır”
dedi ve ben duymadım. Bu şüphe beni öldürebilir. Sallamıyorsa ona göre taktik
belirlemem lazım. Ama elimde hiç veri yok barmenle alakalı. Keşke facebook gibi
“Duydu 21:06” şeklinde bir şey belirse göğsünde falan.
Biramı yudumlamaya başladım. Bir süre ortamı kokladım. Neler konuşuluyor,
yaş ortalaması kaç, duvarlarda neler asılı vs. Sonra bir kadınla göz göze
geldim. “Evet,” dedim “ben bakılası bir insanım. Bana bakmamak elinde bile
değil farkındayım. Sen de fena bir şeye benzemiyorsun. Hoş bir kadın olma
ihtimalini değerlendireceğim” bakışımı takındım. Ama ters giden bir şeyler
vardı. Kadın yanındakiyle fısıldaşarak gülüşüyordu. Yanındaki de bana bakıyordu
ve o da fısıldaşarak gülüşüyordu. Keşke benim yanımda da biri olsaydı da
fısıldaşarak gülme misillemesi yapabilseydik. O zaman görürlerdi kim daha iyi
fısıldaşarak gülüşüyor. Gittim yanlarına. “Neler oluyor kuzum?” diye sordum. “Barmen
sağır, sen hala anlamadın mı?” diye sordu. Ve bu sefer sesli güldüler.
Konuştuğu insanın sağır olduğunu bilmeyen insan oldum resmen. Durup
dururken klişeleşmiştim. Utanarak çıktım oradan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder