Geçenlerde “Kim Milyoner Olmak İster?” mülakatına gittim.
Milyoner olmak istediğimden emin olmadığım için, mülakatına gireyim dedim.
Kabul edilirsem milyoner olmak istiyorum demektir, diye düşündüm. Mülakat kimin
daha çok milyoner olmak istediğini belirleyebiliyor sanmıştım. Evet evet,
yanlış duymadınız, sanmıştım. Her hafta resmi bir belgeyi gazetelere yollayıp
kimlerin milyoner olmak istediğini açıklasalar, ismine daha çok yakışır diye
düşündüm. Öyle bir şey söz konusu bile değildi.
Mülakata çeşit çeşit insan gelmişti gerçekten. Herkes
milyonu istiyor gibi duruyordu, bu konuda bir sıkıntı yok. İnsanlar Trabzon,
Ankara gibi çok uzak memleketlerden geliyorlardı. Milyonu almak için yol
masrafından kaçınmamışlardı. Hem de sadece mülakata. O kadar çok istiyorlardı
yani milyonu. Bir tanesi de çıkıp demedi “Ben milyona değil, Kenan Işık’a
geldim” diye. Zaten onun için “Kim Kenan
Işık’la Tanışmak İster?” diye ayrı bir yarışma yapmaları gerekiyordu. Böyle bir
talep oluşmuş durumda olabilir. Youtube’a bakarsanız sürekli; Kenan Işık’ı
hayran bırakan yarışmacı, Kenan Işık ‘Dünyanın açık ara belki de en iyi
yarışmacısı’ dedi, Kenan bu yarışmacıyı az kalsın dövecekti, K.Işık
yarışmacının babası çıktı vs. şeklinde zibilyon tane başlık görebilirsiniz. Şimdi
düşündüm de hem milyonun var, hem de yarışmaya geliyorsun. Sence sen nasıl bir
insansın? Kötü diyemiyorum direk. Neyse... (Özel jetiyle stüdyoya gelen
yarışmacı Kenan’ı şaşırttı. Evet evet, Kenan’ı şaşırsın diye çalıştırıyoruz.
Bütün şaşırma, hayran kalma, sinirlenme işleri ona ait. Hatta ona bazen aramızda “Keno”
diyoruz. Gene şaşırıyor. Size sadece milyonu istemek kalıyor.)
"Bir milyonu nasıl yetireceksin ya?" |
Yalnız stüdyonun bekleme salonunda aynı zamanda Esra Erol’un
evlenme programına gelenler de vardı. Bunlar da milyonu istiyor gibi duruyordu
ama izdivaçı daha çok istiyorlardı anlaşılan. Önceliklerini bilen insanlara her
zaman saygım vardır. Gerçi şunu strateji olarak belirlemeyen insanlar da yok
değildi “Milyonu alırım, iki adım öteye, izdivaça girerim. ‘Ben malın önde
gideniyim ama milyonum var’ derim. Her şey çok şahane olur.” Oldu canım.
Milyonere gelenlerle izdivaça gelenler arasında belirgin bir
kutuplaşma oldu. Bilgi yarışmasına gelmiş insanlar olarak biz daha elittik. O
kadar bilgiliyiz ki, ne kadar olduğunu bilemiyoruz ve yarışmaya ihtiyaç
duyuyoruz. O kadar olur noktası yani. Hem evlenmek de neymiş? Bilgisiz misin
kuzum? Bir milyoncular “Şu cahillere bak. Bak bak, mallara bak. Bir milyoner
olmak bile isteyemiyorlar. Sen anca evlen. Mal seni” şeklinde üstten bakan bir
tavra büründüler. Bürünmek. Ulan sen düpedüz bir milyoncusun, havan kime?
Salonun bir köşesinde dünyalar güzeli bir kız kesiliyor
gözüme (Kenan Işık hayran kaldı). Bilgisini bile yarıştırmaktan aciz bu
insanlar dikkat algılarımı kurcalamış olmalı ki bu güzel kızı farketmemişim. Ukala
gülümsememi takınarak kızın yanına doğru kaykılıyorum. “Bizi niye bu insanlarla
aynı bekleme salonunda bekletiyorlar ki? Tsh. Resmen milyon isteğim
lekeleniyor, bilgilerim değersizleşiyor bu insanların yanında. Sen ne
düşünüyorsun?” diye soruyorum.
“Ben izdivaçta talip arıyorum” diyor. (Kenan?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder