19 Aralık 2013 Perşembe

Dans

"İlgi çekmeye çalışıyor" dedi balıkçı kendi kendine. Ona hak verdiler. "O zaman ilgi göstermeyelim" dedi turşucu kendi kendine. Gerçekten de bir süre boyunca dans eden kadınla ilgilenmediler. Herkes meşguldü zaten. Yolu buradan geçenler çoktu. Yolu buradan geçenlerden para kazananlar da çoktu. Bu kadınla ilgilenecek vakit yoktu.

Bir süre ilgilenmediler. Ama kadın hala dans ediyordu. Kimse ilgilenmemesine rağmen niye hala dans ediyordu bu lanet kadın? Giderek daha çok insan, kadının dans etmesini fark ediyordu. "İlgi çekmeye çalışıyor" dedi baharatçı, balıkçıyı tekrar ettiğini bilmeyerek. Doğru tespitleriyle nam salmıştı zaten kendisi. Yoldan geçenler dönüp bakmaya başladılar kadına doğru. "Meczup herhalde" dedi emekli öğretmen. "Cık cık cık, zamane gençliği" dedi bayramı kutlanmamış bir dayı. "Lanet olası gavurlar" dedi gizlice amerikan filmleri izleyen bir din adamı.

İlk defa bir grup genç bu konuda fikir alışverişinde bulundu "Bak lan tipe bak, mal galiba." Gençler durup kadını izlemeye başladılar, bir yandan gülüşüyorlardı "Nihoha, mala bak nasıl da dans ediyor, hoho" şeklinde. Ama gülmeleri ufak ufak azaldı. Bu tip mal değildi galiba? Güzel dans ediyordu çünkü. Hormondan oluşan bir (er)genç kadını çekici bulmaya başlamıştı bile. Peki mal değilse bu kadın neden dans ediyordu?

"İlgi çektin işte, amacın ne?" şeklinde düşündü, kadının ilgi çekmeye çalıştığını düşünenlerin temsilcisi, mendilci. "Meczupa da benzemiyor. Kıyafetleri güzel" dedi, bir diğer düşüncenin temsilcisi olan, bir diğeri. Temsilciler, giderek kadın hakkında düşünülenlerin yanlış olduğuna kanaat getirdiler. Kimse mi doğruyu düşünmemişti? Bu kadın deli olabilir miydi? Kadın birazdan para isterse herkes rahatlayacaktı. Kalabalık giderek büyüyordu. Telefonlular ırkı da oradaydı. Aslan Kral'ı kaldırır gibi kaldırmışlardı telefonlarını. Orada olmayanlar için tarihi kaydediyorlardı. Orada olanlar içinse görüntüyü bozuyorlardı. Ne kadar da ince düşünceler. Bu kalabalığın tek ortak özelliği, bulundukları yere Eminönü demeleriydi.

Nihayet küçük bir çocuk kadının neden dans ettiğiyle ilgilenmeden onu direk sevdi. "What a lovely woman!" diye düşündü.

Çocuk turist çıktı lan... Bir saniye türkçe bilen bir çocuk bulayım.

...

"Ehehe, dans" dedi çocuğun biri. Çocuk kadınla beraber dans etmeye başladı. Ya da kadın çocukla beraber dans etmeye başladı. Kimse neden bu kadar uyumlu olduklarını anlamamıştı. Bu kadının büyüleyici dans etmesinden mi, yoksa çocuğun dans yeteneğinden mi bilinmez ama çok uyumlu dans ediyorlardı.

Her neyse, kalabalık rahatladı. Kadın hakkında iyi şeyler düşünmeye başladılar. "Performans sanatçısı galiba" dedi birileri. "Bir şeyin reklamını yapıyorlar kesin" dedi gizli kamera arayan birisi. Gizli kameraya gerek mi kalmıştı canım? "Ne oluyor lan, bu ne kalabalık?" diyenler vardı. Meali "Birazdan o kalabalığa dahil olacağım." Kalabalık giderek büyüyordu. Kadın sadece çocukla değil, artık kalabalıkla da dans ediyordu. Kadın nereye doğru dans ederse etsin onunla beraber hareket ediyorlar. Çevresinde oluşturdukları çemberi koruyorlar. Bu güzel kadının kutsal alanına müdahele etmek istemiyorlardı. Arada bir kadınla dans eden cesur tipler oluyordu ama iki üç figürden sonra yerlerine dönüyorlardı. Kadının etekleri olmuştuk adeta.

Tanrım ne kadar güzel bir gün. Bu kalabalığın içinde olduğum için çok mutluyum. Kafalardaki seslerin azaldığını hayal meyal hatırlıyorum. Ben de bunları farketmeyi bıraktım artık. Ben de sessizim. Herkesin düşünceleri sessiz, herkes mutlu. Tanrıya bu kadar yakın olmamıştık sanırım. Dans cemaati...

...

Tekrar çevremi farketmeye başladığımda tanrıya yakınlığın sebebinin belki de camide olmamız olduğunu düşünüyorum. Yeni Camii. Mutlu değiliz artık. Çember küçülmüş, kadına bağrışan tipler var. "Camide bunları yapmaya utanmıyor musun?" diyen adamlar. Kalabalık da öfkeli, oysa onlar da yeni uyandı. Artık güzel bir kadın değildi bu, çünkü değerlerimize hakaret etmişti. Evet evet, dış mihraklar yollamıştı kesin. Kesin değerlerimizle alay etmek isteyen güçlerin oyunuydu bu. Çünkü değerlerimiz değerliydi. Değerlerimiz bize cenneti tattıran bu kadından daha değerliydi. Bu şeytanın dölünü anında oracıkta katletmeliydik. Evet, evet.

...

Evet sevgili seyirciler. Bir güzel şeyin daha yobazlık ve bağnazlık yüzünden yok olmasının sonuna geldik. Ana haber bülteninden bu kadar. İyi akşamlar...

Not: Din'i aşağılamak küçümsemek maksadıyla yazılmamıştır. Din'e en çok burun kıvıranlar, son 3 gündür ayyuka çıktığı gibi, paraya tapan yöneticilerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder