15 Ağustos 2013 Perşembe

Düşünmek Beni Yoran Bir Aktivitedir

Merhaba Doppelganger,

Bugün "Enteresan" kelimesinin çok güzel bir kelime olduğuna karar verdim. Sana fiziksel farklılıkların kişiliği etkilediğinden bahsetmiş miydim? Memo Tembelçizer bu konuya birazcık değinmişti, eğer sen de benim gibi sıkı bir mizah takipçisiysen hatırlarsın (internette bulamadım). İsmini de hatırlayamayacağım çünkü sürekli "Hepimiz Kıyma Makinesiyiz" gibi bir noktaya bağlanıyor konular. Ufacık değindiği örnek şuydu: Jack Nicholson'ın kurnaz bir ifadesi olduğu için (kaşlarından dolayı) kendisi de kurnaz bir adam olmak zorunda.

Bu konu üzerinde düşündüm, çünkü sıradışı hatları olan insanlar sıradışı olmaya zorlanıyor gerçekten. Jack örneğine döneceğim. Benim kendi sevdiğim örneklerden birisi uzun boylu insanların kendilerini çok farklı bir yerde hissetmeleri. Dışlanmış diyeceğim ama tam da doğru kelime değil. Hem perspektiflerinden dolayı hem de giyim sektöründe kendilerine ayrılan yerin dar olması sebebiyle normallerden farklı düşünmeye başlıyorlar. Normalin çok dışında oldukları için topluma dışarıdan bakma olanağı buluyorlar.
Öğrenciyken bu kadar kasıp da grafik hazırlamamıştım lan. Bak 2 metreden uzun insanlar nasıl dışlanmış. Biz ortalama uzunluktakiler kimbilir nasıl eğleniyoruz yukarılarda değil mi? Gıptayla ile bakıyorlar bize değil mi? (Olm 10 santimcik daha uzun olaydım ya lan)
Yeri geliyor ayakkabı bulamıyor, tavan alçak geliyor, boylarıyla alakalı hep aynı esprileri duymak zorunda kalıyorlar. Fakir ve uzun boyluysan sıçtın mesela. Ayakkabı bulamazsın, kıyafet bulamazsın, e kendine yakışanı giymediğin için uygun bir eş de bulamazsın. Hal böyleyken türünü devam ettirme şansın giderek azalıyor. Tabii uzun boylulara yapılan bu ayıptan dolayı üzüldüklerinden midir bilinmez ama kadınlar uzun boylulardan hoşlanıyor. Gerçekten niye hoşlanıyor? Çok değil ya 10 santim daha uzun olaydım ölür müydüm? Soruyorum size genler? Dur annemle babamı uyandırıp döveyim "Bana niye daha güzel genler vermediniz" diyerekten. Hadi annem zaten ayda bir yeni kombinasyonlar üretiyor, ama babacığım? Hergün milyonlarca yeni kombinasyon üretiyorsun, günde bin tane iyi gen kenara atsan ölür müydün? Neyse sakinim.

Öte yandan Jack'in işi daha zor. Tam bir çakal carlos duruşu olduğu için adamda millet temkinle yaklaşıyor. Söyleyeceğini tam söyleyemiyor çünkü "Jack'te kurnaz bir adam tipi var, dur bütün gerçeği açıklamayayım" diyor. Jack kıllanıyor tabii "Bu adam niye böyle antin kuntin anlattı ki mevzuyu, dur biraz laf koparmaya çalışayım" diye ince düşünmekten iyice kurnaza bağlıyor. Kaşlar nasıl yaktı adamı.
"Hele o son dediğini bir daha de bakıyım"

Ben mesela çocuk gibi bir mizaca sahip olduğum için sürekli çocukça hareketler. Böyle yılışık yılışık, ıyyy tiksindim kendimden. O yüzden sürekli bir espri yapma durumu, o yüzden mizaha yönelme durumu. Düşünce sistemim böyle oldu lan resmen. Ama mizah çok güzel bir kaçış aynı zamanda. Problemlerinden mizah yoluyla kaçabilirsin, ama birbirimizi kandırmayalım. Çünkü şöyle bir gerçek var, ok mizah güzel kaçış, ama tek başına kaldığın zaman hiç bir sike faydası yok. Zaten kendi kendini güldürebilen adama deli demeyi çok seviyoruz. Hayır güzel bir özellik, bende olsun isterdim, ama çok zor bir şey olduğu için ve normal bir insan bunu beceremediği için bu insanlara deli diyoruz. Tür devam ettirme yarışında onları bu şekilde eliyoruz. Oysaki kendi kendini gülümsetebilen bir insanda çok güzel genler vardır eminim "Aman durun yaklaşmayın, deli o bakın, nasıl da kahkahalar atıyor. Ama neye?" Biz de kendi kendimize gülümsüyoruz yolda giderken ama izlediğimiz bir filme gülümsüyoruz, telefona gelen mesaja gülümsüyoruz, insanların bizi kendi kendine gülümserken görüp "Deli midir nedir?" demesine daha da çok gülümsüyoruz, hatta eşek gibi sırıtıyoruz. Neden? Çünkü deliliğe özeniyoruz. Delilik anlaşılmaz olduğu için tamamen safdışı bırakamıyoruz. İnsanlar sokaklarda delilere nasıl bakıyorlar gördünüz mü? Kavga izler gibi, hala temkinli, çok tetikte izliyorlar.

Üniversitede vardı böyle bir tip. Sürekli anlamsız hareketler, böyle rasgele önermeler, ama niyeyse amınakoyyim biz adamla ilgilenmediğimiz zamanlar normal birine dönüşüyor muhabbete dahil oluyordu. İlgi çekmeye başladıkça tekrar delirme state'ine geri dönüyordu. "Deli deliyi görünce değneğini saklarmış" derler, ben de adamda kendimi gördüğüm için belki de (Ben mizahla, o delilikle kaçıyordu. İkisi de ciddiyetsizlikti en nihayetinde) onun yanında sus pus oluyordum. Çünkü ciddiyetsizlik maskelerimizi ifşa ediyordu, ben ikimiz adına utanmayı tercih ederken o ifşaya devam ediyordu. Sabah ifşa, akşam ifşa. İfşa eder misin etmez misin? Evde mi ifşa, paket mi? İstemsizce ifşa ediyordu çünkü benim kadar iyi beceremiyordu ve ara ara onun bir kaçış olduğunu sezdiriyordu. Neden kaçış? Bilmiyorum, belki de bizi belli bir karaktere sokacak belirgin özelliklerimiz yoktu. Oysaki Jack Nicholson kaşından olsa bizde bak nasıl kurnaz olmuştuk. Ya da uzun
Resmen espri düşünemiyorum bu fotoğrafa
Ama koymadan da edemedim
boylu olsak (10 santim ya çok değil) bak nasıl olmuştuk. Belirgin bir özelliğimiz yoktu, ama varmış gibi davranıyorduk. Ve insanların anlamayacağı belirgin bir özelliğimiz varmış gibi davranıyorduk. Anlaşılmayan şeyler içinde her anlamı barındırabilir, biraz da bu yüzden. Gerçekten ne görmek istiyorsalar onu görüyorlardı.

Beni bugüne kadar çok kibirli, kurnaz, utangaç, iyi niyetli, çalışkan, tembel, rahat, stresli gören oldu. Ne aldıysa oydu yani. Ne alıyordu biliyor musun? Onlar neyden kaçıyorsa, veya neyi istiyorsa benden onu alıyordu. Kibirli bir insan, kibrinden kaçmak için bana kibirli diyor "Ohh benden daha beteri de var, bak nasıl da kibirli amına kodumun çocuğu. Bak, bak mala bak. Kibire gel, tipini siktiğimin seni" şeklinde bana yüklemeyi yapıp adeta günah çıkarıyor. Pozitif örnekler de var tabii. "Ya ne kadar neşeli, keşke ben de öyle olabilsem" (Kibirli; "Bak nasıl kendini övüyor götüne tren giresice") diyenler de olmuyor değil. Sonuç olarak herkesin kaçtığı bir şeyler var.

Bu kadar girizgahı mevzuyu başlığa bağlamak için yaptım. Ben neyden kaçıyorum biliyor musun sevgilim? Düşünmekten. Herkesin günahı için geçerli mi bilmiyorum, ama düşünmekle yüzleşmek zorundasın. Sosyal ağlar sağolsun kendimizle geçirdiğimiz vakit giderek azalıyor. Yat arkadaşının fotoğrafına bak, kalk sevgilinin kahvesini yap, işe git patronunun ter kokulu odasına dosya bırak, geri gel trafikte minibüs şoförlerine küfür et, otur akşam televizyona kitlen vs. vs. Hep müdahele. Kendinle başbaşa olmaya tam uykudan önce çok yakınsın. İşte o zaman düşünmek zorundasın. Dini insanlar bu yüzden ruhani, günde 5 vakit kendileriyle başbaşa kalabiliyorlar. Sen? Uyumadan önce twitter'a bakarak yoruyorsun beynini, kendine yaklaşamadan uykuya dalıyorsun. Uyuşmak lan bu bildiğin, zombileşmek.

Çok çeşitli uyuşturucu var, sana küçükten büyüğe önem sıralamasıyla dizeyim mi bu uyuşturucuları? Yani uyuşturma gücüne göre dizeceğim.


  • Televizyon izlemek
  • Dizi izlemek
  • Bilgisayar oyunu oynamak (!)
  • Sosyal ağlarda gezinmek
  • Dedikodu yapmak
  • Alkol almak
  • Sigara içmek
  • "Abi ajansa götürcen mi beni?
    Bak dediğin gibi lacileri çektim"
  • Gerçekten uyuşturucu kullanmak (!)


Yanına ünlem koyduklarım yoruma açık. Yani aşağıdaki listeye de girebilirler. Pozitif uyuşturucular da var çünkü, uyarıcı gibi düşünebiliriz. Önem sırasını düşünmeden yazıyorum


  • Müzik dinlemek (!)
  • Kitap okumak
  • Yazmak çizmek, üretmek
  • Dans etmek
  • Aşık olmak (!)
  • Gezmek
  • Namaz kılmak
  • Lider olmak
  • Gülmek lan, çok gülmek
  • Uyumak


Çok sıkıcı duruyorlar değil mi? "Hobileriniz?" boşluğunu doldururken kullandığımız cümlelere benziyorlar değil mi? Well, guess what, bunlar çok önemli. Bunlara hayatınızda daha büyük yer vermeye başlayın lütfen. Yalnız kalmaya çalışın, korkmayın ısırmazsınız. Yine yanına ünlem koyduklarım, tüketici anlamda kötüye kullanıldığında faydasından çok zarar veren şeyler (aslında hepsi kötüye kullanılabilir ama ilk gözüme çarpan onlar) Yani bir anlamda ilk listeye girebilirler. İlerleyen yazılarda buna değinebilirim. Dans etmekten niye utanıyoruz gibi soruları irdeleriz. Nasıl olur? Sana dondurma da alırım.

Benim günahım düşünmemek. İkinci listedekilerin hepsini yapardım bir yıl öncesine kadar. Ama düşünmek istemediğim o kadar çok konu var ki, özellikle mühendis sıfatıyla piyasaya karıştıktan sonra, ilk yazdığım listenin hepsini yapmaya başladım. Breaking Bad'in sıradaki bölümü beni bekliyor şu anda ama zerre sikimde değil. Resmen benim için kendine gel çağrısı (wake up call) yaşadım az önce.


Müsaadenizle biraz düşünmek istiyorum...





(Böyle karizma bitirdim ama diziyi de çakarım gibi bir yandan. Günün ilk ezanı okundu çünkü, bilirsin o duyguyu. "Yeter bu kadar kastığın, sal gitsin diyor" resmen. Lan şimdi mealine baktım "Namaz uykudan daha hayırlıdır." Ya şaşırdım. Gerçekten yukarıdaki listeye namaz kılmayı ekleyeceğim şimdi. Adamların inanca olan bağlılığına saygı olarak düşünelim bunu. Görürsen şaşırabilirsin, ama bu parantezin içine geldiğinde aydınlanacaksın. Haydi durma, sen de parantezin içine gel (Dışarı gel lütfen (Olm "dışarı gelmek" diye bir tabir var lan (Tamam tamam cıvıttım biliyorum (Kibirli "Bak, bak, şuursuza bak. Kafası mengenelere sıkışasıca, nasıl devam ettiriyor hala" )))))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder